Futbolcu olarak iletişim anlamında açık ve sürekli aktif olan teknik adamlarla çalıştığını ifade eden genç oyuncu, “Samet Aybaba döneminde taktiksel olarak hiçbir şey yapmıyorduk. Ne mutlu ki Slaven Bilic’le durumlar daha farklı. Gerçekten futbol oynuyoruz ve oyun anlayışımıza odaklı çalışıyoruz” diye konuştu. Fenerbahçe ve Galatasaray’da baskının daha fazla olduğunu söyleyen Ozzy, “Ancak bu anlamda Beşiktaş kesinlikle küçümsenmemeli. 6 maçta 6 puan topladığımızda huzursuzluk artıyordu. Başkan tesislere gelmişti. Böyle anlarda gerilimin kulüp içinde her görevde arttığını hissedebiliyorsunuz. Duyguların işin içine girmesi benim hoşuma gidiyor. Arsenal’de bunlara pek yer yoktu. Sadece gelişim odaklıydı. Hayal kırıklıkları ya da iyi performansları unutup hemen devam etmeliydiniz. Futbolcu olarak ise tipik bir ‘Türk futbolcusu’ değilim, daha sakinim” dedi.
‘Türkiye, futbol ülkesi’
Galatasaray ile geçen sezon iç sahada oynanan maça değinen Oğuzhan, “Binlerce taraftar bizi uğurlamıştı. Stada giderken ise kalabalıktan dolayı çok ilerleyemeyip son birkaç yüz metreyi yürümek zorunda kalmıştık. Galibiyetin ne kadar önemli olduğunu ve seyircinin ne kadar tutkulu olduğunu buradan anlayabiliyorsunuz. Yabancıların sadece buraya para için geldiğini söylerler. Bu fazla basit bir düşünce. Evet mali olarak Türkiye avantajlı bir ülke ama burası gerçek bir futbol ülkesi. Milli takımın bir oyuncusu olarak insanların arasında bulununca futbolun bu ülkede ne kadar yaşadığını fark ettim. Hollanda genç milli takımlarında kaptanlık yaptım ama şu an Türkiye için oynamaktan dolayı son derece mutluyum. Bende biraz daha farklı duygular uyandırıyor” ifadelerini kullandı.
Fanatik
0 yorum:
Yorum Gönder